Elektrik üretmek için farklı
yöntemler bulunmaktadır.
Kömür, doğal gaz gibi fosil
yakıtlarında yanma sonucunda ortaya çıkan kimyasal enerji yardımıyla
soğutucu olarak kullanılan su
ısıtarak buharlaşması sağlanmaktadır.
Nükleer santrallerde ise
soğutucu suyun buharlaştırılması
için yakıt olarak kullanılan
Uranyum’un bölünmesi sonucunda ortaya çıkan nükleer enerji
kullanılmaktadır.
Oluşan buhar türbin adı verilen
aygıtın kanatlarına çarparak dönmesini sağlamaktadır.
Türbinin ucunda jeneratör
bulunmaktadır.
Türbin dönerken beraberinde
jeneratör de bulunan dev bir mıknatısı da bir kablo bobini içinde döndürmekte,
böylece jeneratörde elektrik
enerjisi oluşmaktadır.
Santralde üretilen elektrik
kablolar yardımıyla santralın yakınında bulunan ünite transformatörüne
getirilmektedir.
Transformatör elektriğin
voltajını (basıncını) 380 kilovolta yükseltmekte,
böylece elektrik akımı uzak
yerlere taşınmaya uygun hale gelmektedir.
Voltajı yükseltilmiş elektrik
daha sonra “yüksek gerilim hatları” adı
verilen iletim hatları
yardımıyla çok uzak mesafelere taşınabilmektedir.
İletim hatları yardımıyla
kullanılacağı yere ulaşan elektrik bu sefer trafo
merkezlerine (voltaj indirici
istasyonlara) sokularak, elektriğin
voltajı önce 380 kilovolt’tan
154 kilovolta, daha sonrada
154 kilovolttan 34.5 kilovolta
indirilmekte ve yerleşim alanlarına gönderilmektedir.
Yerleşim alanlarına ulaşan
elektrik akımı evlerimize gelmeden
önce son olarak dağıtım
transformatörleri girmekte ve 34.5 kilovoltluk
voltaj bir kez daha düşürülerek
0.4 kilovolta indirilmektedir.
Böylece elektrik evlerimizde
kullanılabilir hale gelmiş olmaktadır.
Dağıtım transformatörlerinden
çıkan elektrik kablolardan akarak
evlerimize ulaşmakta, elektrik
sayacımızdan geçtikten
sonra ampulleri,
televizyonları, fırınları, vs. çalıştırmamızı sağlamaktadır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder